2011/01/19

Anne mi ?

Her akşam beraber yatağımıza giriyoruz şekerli kurabiyemle. Yatmadan önce gece için seçtiği kitapları, gogisini, battaniyesini alıyoruz. Ama hiç şaşmıyo sadece kitaplar değişiyor arada o kadar diğerleri ben de başta olmak üzere sabit.
Yine dün akşam uyumadan önce soruyorum:

Anneciğim bana neden Anne demiyorsun?
Cevap: Ama sen benim abyamsın yasıl anne diyim:)

Bir Tebessüm Yeter

Ne kadar yorgun olursan ol, evde seni bekleyen senin bir gülüşünle mutlu olan bir yavrun varsa yorgunluk falan umurunda olmuyor. Geçenlerde işten eve yorgun ve baş ağrısıyla geldim. Gözlerimi açamayacak kadar kötü bir baş ağrısı..  Kuzum hemen yanıma geldi.. Aysegül  yoldu, yeden güymüyosun? Hadi güy bana yoksa sen beni sevmiyomusun? Anında kahroluyorum. Nasıl gülmem ben sana, anneciğim gülüyorum ya diyorum ama sahte gülüşleri hemen anlıyor. Hadi  yatağımıza gideyimde sana biyaz kitap okuyayım diyor..
Ne sahtelik ne bir çıkar sadece düşüncesi beraber zaman geçirip gülmek ve eğlenmek. Tek beklentisi benden biraz gülücük olan biri var hayatımda…Başka ne mutlu edebilir insanı düşünsenize. Onu düşündükçe yüzümde gün içerisinde bir tebessüm oluşuyor. İstediğin kadar anlat ama o duyguyu anlamak için kesinlikle Anne olmak lazım.
O bir çift göze aşığım ben. Hem de garantili o da beni seviyor…

2010/12/27

Adı Hiç Önemli Değil...O Bir Kadın..

Bir kadın düşünün. Yıllarca emek vermiş sevdiği, kocam dediği erkeğe, ailesine hizmet etmiş ve üç sağlıklı erkek evlat büyütmüş. İçinde bulunduğu topluma göre zaten bunlar onun asli görevi,takdire şayan bi durum yok zaten. Aslında hikaye buraya kadar normal,herşey kadının ölümcül tümöre yakalanmasıyla başlıyor. Hastalık ilk sinyalleri verdiğinde ona kimse inanmıyor,rol yapıyor,işten kaytarmak için bayılma numarası yapıyor oluyor. Yaklaşık olarak üç sene kadar ara devam eden nöbetlere kimse kulak asmıyor. Öyle bir ortam düşünün cehaletin tam ortasında,gayet varlıklı bir koca,ne kadar varlıklıysa bir o kadar ilgisiz bir koca adam ama anne-babası için mükemmel bir evlat ve de iyi bir kardeş. Adam da napsın onun ataları da bu şekilde evlilik yapıp sürdürmüş,kadın hiçbir zaman sözüne değer verilen,istekleri olmasına müsaade edilmeyen bir varlık olarak yasamış. Susmuş sustukca cevrenin istekleri artmış. Susmuş,o sustukca herkes herşeyin yolunda olduğunu düşünmüş. Oğulları büyümeye başlayınca,babanın değer vermediği anneye, bu seferde onların  saygısızlıkları eklenmiş. Sevginin parayla ölçüldüğü evlerinde sadece maddi olarak doyurduğu için baba ne derse o olduğundan, içine kapanan kadının sinyal veren beyni daha fazla dayanamamış.

Bir gün kadın bayılmış ama öncekiler gibi değil kalkamamış.Bütün düzenin tıkır tıkır işlemesinden memnun olan koca adamın işleri aksayınca farketmiş yolunda gitmeyen birşeylerin olduğunu. Parada zaten bugünler için değilmi canım,en iyi hastanelerde en iyi hocalarda ameliyat ettirir yeterki iyileşsin, herşey karısı için! Tedavisi bitince tekrar eski yerlerine dönerler, dönerler dönmesine ama kadın artık eski kadın değildir. Hele ki eski ortamdan bunalmışlığı hastalık vesilesiyle iyice ortaya çıkmıştır o da kendi çapında isyan etmeye başlar isyan denildiğine bakmayın, sessizce bir isyan onun çığlığını kimse duymuyor zaten. Yaptığı sadece istemediği şeylere tepki koymak.

Ona yüklenen ve kendisinden beklenen anne ve eş modellerini eskisi gibi idare edemediğinden evde ve çevrede de isyanlar başlar. Kimsenin onun geçirdiği ameliyatın ne kadar önemli olduğunun ve sonrası süreçte hastalığının tekrarlamaması ve daha çabuk iyileşmesi bakımından huzurlu rahat bir ortamın varlığının gerektiğini bilmesi gerekmiyorda.
Lafı uzatmaya gerek yok, koca adamın kendi dünyalarında yaşayan, medeniyetin uğramadığı çevresi adama tekrar evlenmesi konusunda baskı yapmaya başlarlar. Ve etkileyici de olur. Uzatmaya gerek yok adam evlenir, siz buna evlenmek derseniz. Bu konu böyle bitmez… devamı sonra…

2010/12/23

Elmo'nun Dünyası


Çocuk yetiştirme konusunda her ne kadar titiz davranmaya çalışsam da arada bir sistemde bazı kaçaklar vermiyor değilim. Bu konuda annem de biraz yardımcı oluyor sanırım. Hafta içi evde sabahtan akşama kadar ananesiyle kalan Ece hanım, akşamları bizi gördümü hal ve tavırları değişiyor. Bu aralar fena halde bilgisayara takılmış vaziyette. Elimden geldiğimce kısıtladım, açmayı kapatmayı öğrendiği için daha fazla önlem almak durumunda kaldık. Susam sokağının okul öncesi eğitim setinin içinde cdler de var onlardan daha Ece küçükken almıştım. Elmo’nun dünyası cdler de çocuklar için faydalı,uyku, beslenme, giyinme vs gibi konuları çocukların anlayabileceği bir şekilde anlatmaya çalışmışlar. Bence başarılı, ama akşamları lala bağıra dinlemek pek eğlenceli olmuyor bizim için. Çocukta haklı oda bizlerle zaman geçirmek, kendisinin eğlendiği keyif aldığı şeyleri benimle paylaşmak istiyor. Zeynep Ece eğlenceli bir çocuk, yanında boya kalemleri, okunacak masal kitapları varsa onunla saatlerce oynayabilir. Ama bunları paylaşması gerekiyor. Çocukların genelinde bu var galiba, yaşadığı, öğrendiği ve üzüldüğü her bir şeyi paylaşmaları onlar için muhteşem duygular, belki de tek mutlu oldukları durum bu onlar için.
Çalışan annelerin çocuğu olmanın olumlu olduğu kadar olumsuz yanları da var velhasıl bir açığı kapatmaya çalışırken bir yeri açıyorsun.

2010/12/20

Öksürük

Bu sene Zeynebim sanki daha mı sık hasta oldu ne. Yoksa bana mı öyle geliyor, bebekliğinde gaz probleminden başka bir sorunu olmadı çok şükür ama demekki yaşı ilerledikçe daha fazla sosyalleşiyor,daha fazla ortamlara girip çıkıyor ve tabiî ki mikroplara maruz kalıyor. En başta kendim, geçenlerde hastaydım muhtemelen onada ben bulaştırdım hafiften burun akıntısı başladı. İkinci gün nezle geçip öksürük başladı. Öksürük için Annemin çeşitli karışımları var ama kuzuya yedirmek ne mümkün ama bizde çareler tükenmez. Annem bu sürpriz yumurtaların içine zencefille balı karıştırıp dökmüş, ısırmasıyla ağzını bir buruşturması var  ama benim derdim onun yemesi annecim lütfen ye, lütfen ye bak çok üzülüyorum diye zar zor ikna ettim ve tam on dakika sürdü yutmasıJ her şey senin iyiliğin için bebeğim diyorum cevap “yütfen Aysegül bana bidaha acı şeyley veyme”

Faydalı öneri; yatmadan önce ayak tabanına vicks sürüyorum kalın çorabı giydiriyorum, öksürüğünü birazda olsa kesti. Ayak tabanın yağı emici özelliğinden kaynaklanıyormuş bu durum. Çocuklarda denemekte fayda var.  

SÜPERMEN OLMAK LAZIM BAZEN

Çocuk üzerinde Babanın rolünü düşünüyorum da Baba çoğu zaman bir kahraman modeli oluyor özelliklede kız çocukları için. Çünkü Babalar çocuklarla öyle her zaman oyun oynamaz, alınacak bir şey varsa yada evde güç gerektiren bir iş olursa bu durumda Hızır gibi yetişen bir Süpermen oluyor ve çocuk Babaya farklı bir gözle bakıyor. Evde yapılacak ne var ise her şeyi özenle ve sessizce kimsenin haberi olmadan yaptığından Annenin evdeki rolü çizilmiş oluyor. Bütün bunlar tamamen içgüdüsel bence. Örneğin sabah herkeslerden önce kalkıp da çocuğuna kahvaltı hazırlayan,onu bitirdikten  sonra hep birlikte yapılacak kahvaltı için hazırlık yapan bu arada ortalığı toplayan bir Baba duymadım. Ama nasıl olsa bunların çoğunluğu anneler tarafından yapıldığından ortada bir kahraman olmaz çocuk için.
Lafı eveleyip yaptım sorusunu soruyorum bu aralar, bencilce düşünmek istemiyorum ama hamileliğimden bu yan gevelemeye gerek yok aslında. Hafta sonları kızımla geçireceğim kaliteli zamanı hesaplarken, kendim için nea hiç kendime zaman ayıramıyorum galiba bundan biraz şikayetçiyim. Çevremdekilerin ise bundan haberi bile yok. Çünkü her şey normal ayarında gidiyor onlara göre ağlamayan çocuk misali , eğer sızlanmazsan kimse ne olduğunun farkında değil.
Tekrar Baba rolünü düşünüyorum bu sefer bizim evde. Sabahın en erken saatlerinde uyanıyorum. Kızım uyanmadan ona mis kokulu ekmeciklerden pişiriyorum ki Zeynep kuzum onun için yapılan her şeyi çok severek ve takdir ederek yiyor. Onun kahvaltısını hazırlıyorum, bizim kahvaltıyı da hazırlıyorum, her şey hazır. Salona geçip dağınık görüntüyü yok edip temizlik için ortalığı hazırlıyorum bu sefer, tabi Zeynep buna müsaade ederse. Bu arada Baba uyuyor, kahraman olduğu için günün ilerleyen saatlerindeki gösterileri için gerekli enerjiyi toplamakla meşgulJ  Kuzumla kahvaltısını bitiriyoruz ve öğlen için yemeğini hazırlamaya başlıyoruz. Evde sessizce yapılacak hangi iş varsa en sessizinden yapıyorum ki evdekiler rahatsız olmasınlar. Bayağı bir zaman geçtikten sonra uyanıyorlar ve kahvaltı bittikten sonra toplama yıkama işlemleri yine bende. Tabi kuzumun ara öğün zamanı hemen ona meyve tabağını hazırlıyorum ki yanında yokken kendi başına oyalansın. Baba bu arada keyifte J
Anne olduktan sonra bebeklerin neden baba değil de anne diye ağladığını daha iyi anladım. Anne hem evdeki düzeni sağlayan, hem oyun arkadaşı, hem doktoru, vs…sadece kahramanı değil gönlündeki sultanı olduğundan eminim buda bana yeter J

2010/12/09

Çocuklara yemek yedirmek tam bir uzmanlık isteyen bir iş. Özellikle 2-3 yaş grubu için kendimden biliyorum. Kızımla haftasonları tam bir tiyatro gibi gösteri haline dönüşüyor yemeklerimiz. Besleyici gıdalar yemesine özen göstermeye çalışsam da, her çocuk gibi o da en çok makarna,patates kızartmasına bayılıyor. Eğer köfteleri onun seveceği türden eğlenceli hale getirip hanımefendiye sunarsam bayıla bayıla yer.
2 yaşına kadar her sebzeden katıp karıştırıp sonra blenderdan geçirip yutturuyordum. Ama artık maymun gözünü açtı. Tabi bu da benim için geliştirilmesi gereken bir eksiklik oldu. Aslında çok basit yemeği çocuğunuza sunuş tarzınız çok önemli. Tabağında bir iki figür olmalı. Örneğin mayonez ve ketcaptan gülen suratlar, zeytin domates ve havuçtan palyaço figürü gibi.
Her anne gibi çocuğun gelişiminde sağlıklı beslenmenin ne kadar önemli olduğunun bilincindeyim ve hem sağlıklı hem de keyifli yemekler için araştırmalarım sürüyor.


İlk tarifimiz sonbahar ve kış aylarında bolca bulunabilen ve faydası saymakla bitmeyen brokoli ile başlasın.


Brokoliden köfte


§  2-3 orta boy patates
§  Zeytinyağı
§  Orta boy brokoli
§  4-5 çorba kaşığı un
§  Tuz ve karabiber


Patatesleri haşlayıp süzdükten sonra iyice ezip püre haline getiriyoruz. Ayrı bir tencerede kaynayan sıcak suların içine  brokolilerin üst çiçekli kısımlarını haşlıyoruz.5 dakika kapağı kapalı olarak haşladıktan sonra soğumasını bekliyoruz. Püre haline getirilen patateslerin içine brokolileri katıyoruz. Kıvamına göre unda koyabilirsiniz. Tuz ve karabiberi ekliyoruz. Hazırlanan köfteler ( önce yumurtaya da bulayabilirsiniz) una bulayıp az yağda kızartılıp servise hazır hale getirilir. Afiyet olsun.